İstanbul Delisi

İstanbul’da Gezilecek Yerler ve İstanbul Şehir Rehberi için doğru yerdesiniz! İstanbul kültür, sanat, tarih, şehir ve gezi rehberi.

İstanbul Delisi
İstanbuLİstanbul Tarihi YerlerMüzeler

Topkapı Sarayı

Topkapı Sarayı/İstanbul

İstanbul denildiğinde akla gelen ilk adreslerden biri olan Topkapı Sarayı, şehrin görülmeye değer köklü mirasını taşımaktadır. Osmanlı Devleti’nin ülke idaresini sağlamak amacıyla kullandığı bu saray yalnızca bu amaçla 400 yıl kullanıldıktan sonra farklı hizmetlere de açılmıştır. Topkapı sarayına dair söylenebilecek en eski ve genel cümle hem Osmanlı Devleti’nin hem de devlet padişahlarının hayatının merkezidir, şeklinde olacaktır. Topkapı Sarayı, bugün yerli yabancı binlerce turiste ev sahipliği yapan müzelerden yalnızca bir tanesidir.

Topkapı Sarayı’nın Tarihçesi

Topkapı Sarayı, yapımına 1475 yılında başlanan en eski mimari yapıtlardan biridir. 1478 yılında tamamlanan bu yapıt içinde yaklaşık 4000 kişinin yaşadığı muhteşem bir saray olarak tasarlanmıştır. Osmanlı Devleti varlığı boyunca hanedandan saray çalışanlarına kadar hemen herkes Topkapı Sarayı içerisinde yaşamıştır. Hem Osmanlı mimarisi hem de Barok mimarisinin birlikte kullanıldığı bu esere daha sonra pek çok kapı ve bölüm de ilave edilmiştir.


1853 tarihine kadar siyasi bir merkez olan Topkapı Sarayı daha sonra yerini Dolmabahçe Sarayı’na bırakmıştır. Devlet işlerinin görüşülmesinden ziyade varlığını tarihi müze olarak korumuştur.

Topkapı Sarayı Kim Tarafından İnşa Edilmiştir?

Osmanlı Devletinden kalan en görkemli yapıtlardan biri olan Topkapı Sarayı, inşa edildiği süre boyunca birçok sanatçının emeğine ev sahipliği yapmıştır. Yapımı 3 yıl gibi kısa bir sürede sona ermiş olsa da başta Mimar Sinan olmak üzere Davud Ağa, Acem Ali ve Sarkis Balyan gibi ünlü ustaların çalıştığı bir eser olmuştur. Tüm bu isimler dışında yapımında en büyük emeği veren bir başka isim ise Fatih Sultan Mehmet olmuştur. İnşa edildiği süre boyunca projelerinden kontrollerine kadar her noktada Fatih Sultan Mehmet de katkıda bulunmuştur.

Topkapı Sarayı Kaç Bölümden Oluşmaktadır?

Topkapı Sarayı ziyaretçilerin rehberler eşliğinde rahatça gezebileceği mimari yapılardan biridir. Bilinçsizce gezildiğinde pek çok noktanın eksik kalacağı ise şüphesizdir. Bu nedenle olabildiğince bilerek gezmekte fayda vardır.



Sarayın giriş kapısı olan Bab-ı Hümayun ’un hemen ardından ziyaretçileri bekleyen 1.avlu yer almaktadır. Avlunun çevresinde alay köşkü, Bab’üs selam diğer adıyla orta köşk bulunmaktadır. Buranın hemen arkasından 2.avlu gelmektedir. Divan meydanı olarak da bilinen bu avluda; Kubbealtı, dış hazine, saray arşivi, adalet kulesi ve mutfaklar yer almaktadır.

Ziyaretçileri 3.avluda bekleyen ilk oda Enderun odasıdır. Sonrasında arz odası, saray kütüphanesi, hazine koğuşu, hasoda koğuşu, silahtar hazinesi, fatih köşkü bu avluda ziyaret edilebilmektedir. Son avlu ise Sofa-i Hümayun olarak bilinmektedir. Bu avluda; sünnet odası, Revan köşkü, Bağdat köşkü, Hekimbaşı Kulesi, Sofa Cami, Esvab odası bulunmaktadır. Avluların yanında ziyaretçileri bekleyen harem bölümü de görülmeye değerdir.

Topkapı Sarayı’nda Nereler Gezilmeli?

Topkapı Sarayı girişi birinci avlu adı verilen bahçeden yapılmaktadır. Babı-Hümayun adı verilen bu giriş imparatorluk kapısı adını da almaktadır. Birinci avludan giriş yaptıktan sonra gezilmesi gereken en önemli nokta haremdir.


Ziyaretçilerin pek çoğunun merak ettiği bu bölüm yaklaşık 400 odadan oluşmaktadır. Dar koridorlar ve birbiri ardına dizili olan bu odalar, sultana ve ailesine hizmet edecek olan cariyelerin odaları olarak kullanılmıştır. Harem ziyaretinin ardından merakla gidilen bir başka oda ise silah odasıdır.

8 kubbeli olan bu bina hanedanlık boyunca kullanılan tüm silahların sergilendiği bölümdür. Silah koleksiyonunun hemen arkasından önemli toplantıların yapıldığı divan odası ve muhteşem Osmanlı lezzetlerinin bulundurulduğu mutfak da muhakkak ziyaret edilmelidir. 20 bacalı saray mutfağı, binlerce porselen çeşidinin sergilendiği eşsiz bir manzaraya sahiptir.

Ziyaretçilerin gün içinde saatlerce dolaşabildiği saray yalnızca iç tasarım olarak değil dış tasarım olarak da dikkat çekmektedir.

İsTaNBuL DeLiSi ツ

Doğma Büyüme İstanbullu, Doğuştan İstanbul Delisi... Taşı toprağı altın sayılan bir şehir varsa, o da İstanbuL… Her köşe başında farklı bir lezzet, her yerinde tarih, her sokağında bir kedi, dillere destan Boğaz manzarası ile vazgeçemediğimiz şehir. İstanbul'a deli olmamak mümkün mü?